Bir kızıl goncaya benzer dudağın hikayesi

Bir kızıl goncaya benzer dudağın şarkısının öyküsü

Âmir Ateş, çok yakın bir ailenin yanında Kadıköy’de kalıyordu. Bir akşam, yemek hazırlığı yapılırken, Âmir Ateş de evin küçük oğlu Mehmet ile oyun oynuyordu. Birden elektrik kesildi ve ışıklar söndü. Üstat, Mehmet korkmasın diye kucağına aldı ve pencerenin yanına götürdü. Yoldan geçen rabaları ve yolu göstererek onu oyalamaya çalıştı. “Mehmet bak” falan diyor ama nafile Mehmet ağlamaya devam ediyordu.

Âmir Ateş yan taraftaki piyanoya yönelerek çocuğun ağlamasını kesmek için piyanonun tuşlarına basmaya başlıadı: “dım, dım, dım” Çıkan melodiyi o anda Melek Hiç’in yazdığı, Bir kızıl goncaya benzer dudağın şiiriyle özdeşleştiren Âmir Ateş, derhal notalarını yazdı ve bu güzel şarkı bu şekilde doğdu. Kaynak: Suat Yener