Çaya da düştü tutamadım kolunu hikayesi

Çaya da düştü tutamadım kolunu türküsünün öyküsü

Bekilli yöresinde dağ ardı köyleri denilen beş köyden birinde bir genç varmış. Bu genç Çal Kuyucak köyünden bir kıza aşık olmuş. Bu kızı ne kadar istediyse de vermemişler. Kuyucak köyünden bir gece nişanlamışlar. Bunu duyan genç Menderes nehrinin daralan yerinden atlayarak, düğünü yapılmakta olan Ümmü adındaki kızın köyüne gider ve Ümmü’yü kaçırır.

Menderes nehri üzerine gelince kendisi atlayarak öbür tarafa geçer. Ümmü atlarken şalvarı ayağına takılır. Ümmü Menderes’e düşer, bir müddet sonra da ölüsü bulunur. Bu gencin yaptığı tahmin edilerek o zamanki İl Merkezi olan Afyon İlindeki Kadı huzuruna çıkarılır. Kadı idamla yargılar.

Hapishanede günde birer mısra olmak üzere Ümmüm türküsünü besteler ve bunu hergün söylemeye başlar. Ceza evinin yanında evi bulunan savcının hanımı önceleri aldırış etmese de türkünün içindeki bazı manaları değerlendirerek, beyi olan savcıya konuyu aktarır.

Savcı, genci yanına çağırarak kadının huzurunda türküyü söylettirir. Kadı çocuğun cinayet işlemediğini, Ümmü’yü evlenmek için kaçırırken kazayla çaya düşerek öldüğüne kanaat getirir ve genci serbest bırakır.