Gittiğin yolları yakın sanarak hikayesi

Gittiğin yolları yakın sanarak şarkısının öyküsü

Austin Ali Bey’in çay bahçesinde Ali Şenozan ile sohbete dalmıştık. Yanımızda Kanuni Toktay Sökmen ve müessese sahibi Austin Ali Bey vardı. Konu musikiden açıldı. Ali Şenozan’nın Gittiğin yolları yakın sanarak isimli eserinin hikâyesini merak ediyordum. Her defasında anlatacak oluyor, fakat bir türlü anlatmıyordu. Bu defa inatla üstüne gittim ve anlatmaya başladı. Hikâye şöyle:

Üstat askerdeyken şimdiki eşi Bedriye Hanım ile nişanlıydı. Bedriye Hanım bir gün dergide bulduğu şiiri Üstada gönderiyor. Üstat bu şiiri saklıyor. Askerden döndükten sonra Bestekâr Necip Mirkelamoğlu’nun işletmeciliğini yaptığı Gül Ağacı Gazinosu’da sahne alıyordu.

Sabaha doğru evine geldi ve aklına nişanlısının askerde kendine gönderdiği şiir geldi. Okumaya başladı. Şiir üzerinde melodiler birden yerine oturmuştu. Kendi deyiminle “Beste yapmak bir şimşek çakması gibidir. Şimşeğin verdiği ışıkla ya hemen bestelersin veya tekrar için o ışığı belki aylarca beklersin.” Üstat o ışıkla şiiri bestelemiş.

Fakat bir türlü beste bitmiyor ve notalar yerine oturmuyordu. Sabah radyoya gidecekti, yatması lâzımdı. Yatağa uzandı ve uykuya yazırlanırken birden yataktan fırladı hemen udunu eline aldı ve “Ölünceye dek seni, unutmayacağım” şiirin sonuna sözlerini ekledi ve beste oluşmuştu. Ortaya güzel bir Rast şarkı çıkmıştı. Emel Sayın ve Ziya Taşkent plağa okudu. Plaklar satış rekoru kırdı.

Ali Şenozan, şairi bilmediği için güfte bölümünü boş bırakmıştı. Olanlar ondan sonra oldu. Şiire sahip çıkanların sayısı yirmi kişiyi geçti. Ve bir akşam vakti şiirin gerçek sahibi geldi. Elinde 1955 yılında Çınaraltı Mecmuası’nda kendi adıyla şiirin yayınlandığını gösterdi. Bu kişi şair, Tevfik Bayraktar’dı. Üstat güfte hakkını sahibine verdi.

Askerlik yaparken nişanlısının bir dergiden kesip gönderdiği şiir yıllar sonra dillerden düşmeyen nağmelere dönüştü. Hazırlayan: Suat Yener