Mustafa Seyran

Mustafa Seyran

Türk sanat müziği bestekârları ve ses sanatçısı Mustafa Seyran; hayâtı, besteleri, sitemde bulunan şarkılarının bütün bilgileri, sözleri, notaları ve video yorumları.

Hayâtı

Mustafa Seyran ismi, sizin için ne ifâde ediyor? Türk Sanat Müziği ile, yakından ilgili değilseniz ya da, yaşadığı şehirden dolayı, hemşehrisi falan değilseniz, eminim ki çoğunuz için, hiçbir şey.

Peki ya, Elbet bir gün buluşacağız ya da Bak yeşil yeşil dersem?

Bu muhteşem ve gönüllerimizde nakış olmuş şarkıların, büyük bestecisi dersem?

Daha çok şey, ifâde edeceği, kesin. Özellikle, popla hoplaşmamış, bir kenara, toplaşmamış kuşaklarımız için. Bana göre, bizim kültür hayâtımızın, en önemli özelliklerinden birisi, hangi türde olursa olsun, eserlerin, sâhiplerinin önünde yer almasıdır.

Hatta, şarkılar söz konusu olduğunda, bırakın eserlerin ön plana geçmesini, icrâkârlar, yâni solistler, daha dominant kalırlar.

Tabi ki icrâ da, çok önemlidir ama, eseri eser yapan, maya, söz ve beste sâhipleri tarafından atılmıştır hep. Kelimelerle notalar, tutkuyla sarılmazlarsa birbirlerine, aşk anlatıcılarının mahâreti, bir yere kadar belirleyici olur. Kötü girdiden, iyi sonuç, çıkmaz.

Mustafa Seyran kimdir

Batı medeniyetinde, eserlerden çok, genelde eser sâhipleri, isim yapmışlardır. Çaykovski, Verdi, Mahler, Dali, Picasso, Vinci, Bach, Tolstoy, Dostoyevski, Mikelanjelo ve pek çok büyük sanatçı, eserlerinden, daha çok meşhur olmuş ve günümüze kadar gelmişlerdir.

Peki, dünyâ üzerinde, en geniş coğrafi alanda, en uzun süreç diliminde ve pek çok farklı toplumca, en çok kişi tarafından bilinen ve okunan beste, kimin bestesidir, hiç fikriniz var mı?

Itri Dede‘nin -ki büyük bir Türk bestecisi ve sufisidir- hepimizin ve özellikle, Müslüman dünyâsı olmak üzere, tüm dünyâ insanlığının kulaklarına ve gönüllerine pelesenk olan Tekbir’i, yeryüzünün, tüm zamanlardaki en popüler müzikâl çalışmasıdır.

Ve öyle büyük bir müzikâlitesi, vardır ki, geçen asırlar, değerinden hiçbir şey kaybettirmemiştir. Şimdi söyleyiniz lütfen bana, bu gerçeği, kaç Türk evladı bilir ve bununla gurur duyar? En iyisi, hiç söylemeyin…

Mustafa Sağyaşar anlatıyor

Necdet Tokatlıoğlu anlatıyor

Eşi Nevin Koç anlatıyor

Ben, Mustafa Seyran’ı anlatacaktım ama, dert büyük, yara derin, sızı, elvan elvan olunca, girizgahta, boğulup kaldık. Mustafa Seyran, âile büyüklerimin dostu ve komşusu idi. Bu özelliği itibarıyla, ayrı bir sevgimiz ve ilgimiz vardı tabi, merhuma.

Ancak, başta belirttiğim bu iki şarkısını, dinleyip de, sevmeyen kaç memleket insanı vardır acaba? “Elbet bir gün buluşacağız, Bu böyle yarım kalmayacak. İkimizin de saçları ak El ele tutuşup bakışacağız.”

Lisede okuduğum yıllarımda, bir lise korosundan beklenmeyecek kalitede, zengin ve nitelikli bir Türk Müziği koromuz vardı. Ben, koronun iki udisinden biri idim. Ve hemşehrimiz olması itibarıyla da bu eser, koro repertuarının değişmez şarkısıydı. Lisemizin, geleneksel mezunlar gününde, bize de görev verildi. Küçük bir fasıl yapacaktık, okulumuzdan mezun, büyüklerimize.

Birbirine bağlı, türkü formundaki, üç muhayyer şarkıyla programımızı kapamadan önceki, son şarkı, lisemizin de merhum bir mezunu olan, büyük bestekarın, yukarıdaki şarkısıydı.

Sunucu, tüm programı okudu ve bu şarkının da, özelliğinin üzerine basarak, sözü ve sazı bize bıraktı. O gün, baş enstrumanist bendim. Yâni, şarkı başlarını, sonlarını ve bir nevi idareyi, şef hocamızla birlikte, ben götürüyordum. Ve programımız başladı, hatâsız devam etti.

Son potboriden, bir önceki şarkı olan, Mustafa Seyran parçasına girmeyi unutarak, son bölüme atlayıverdim. Ve işin kötüsü, programımızı bitirip, sahneden inene kadar da, farkına varamadım.

Bu durum, yıllar geçse de, hafızamdan silinmeyen bir hâtıra olarak kaldı bende. “Bak yeşil yeşil”i ise, diğerine göre, biraz daha fazla sever ve çalar – söylerim. Müthiş bir Segâh şarkıdır bu.

Kapat gözlerini kimse görmesin, Yalnız benim için, bak yeşil yeşil.Gözlerin kimseye ümit vermesin, Yalnız benim için, bak yeşil yeşil.” Mustafa Seyran, rivâyet olunur ki, ünlü sanatçı, Emel Sayın‘a âşıktır. Ancak bu aşk, ya karşılıksız kalır ya da, mutlu sonla nihâyetlenemez. Ve bu sözler ve şarkı da Emel Sayın için yapılmıştır. Sayın da, birçok defalar, bu muhteşem eseri söylemiş, icrâ etmiş hatta, yanlış hatırlamıyorsam, filmini de çekmiştir.

“Seni öyle sevdim, ölürcesine, Tanrı’nın yazdığı, şiircesine, İçimden geçeni, bilircesine, Yalnız benim için, bak yeşil yeşil.” O zamanlar, aşklar, “Tanrı’nın yazdığı şiircesine” yaşanıyordu, dostlar… Ve gözler, sadece, sevenler için bakıyordu… Söz bitti, kalp titredi, yaş aktı, susmak, anlatır oldu konuşulamayanı.
Aydın Sevinç
Kaynak: blog.milliyet.com.tr


T.R.T. nin kadrolu sanatçılarından, değerli bir besteci ve yorumcu idi. 1973 yılında, bir trafik kazasında kaybettiğimiz sanatçımız, ardında unutulmayan bestelerini bıraktı.

Mustafa Seyran’la, 1973 yılında, T.R.T. merkez binâsında tanıştım. Ablası, âile dostumuzdu. Hatta yeğenine, bir ay kadar, mandolin dersi vermiştim.

T.R.T. çok sesli korosuna giriş sınavına, kayıt için gittiğimde, onu da görmek istedim. Girişteki danışmaya, Mustafa Seyran Bey’i görmek istediğimi söyleyince, “Birazdan gelir.” dediler. Hemen geldi. Kendimi tanıttığımda, bana gösterdiği ilgiye, çok şaşırmıştım. Beni yemeğe dâvet etti. Özür dileyerek, yemeğe gelemeyeceğimi söyledim. Arabasına bindirdi.

Bana, Türk Sanat Müziği ile ilgili, düşüncelerimi sordu. Ben ise, 8 yıldır eğitimimin, batı tarzında olduğunu söyledim. Kızılay’da arabasından inerken, sınavımda başarılar diledi. Sanırım bu araba, sınavımdan birkaç gün önce, Ermenek yolunda geçirdiği, trafik kazasında, ona mezar oldu ne yazık ki…

Keşke, yemek dâvetini kabul edip, bu alçakgönüllü ve tatlı dilli sanatçı abimle, biraz daha sohbet edebilseydim… Bilmeyenlere hatırlatmak, boynumun borcu: Kuyubaşı kavşağından, İtfaiyeye uzanan, Seyran Caddesi, besteci ve yorumcu hemşehrimiz, Mustafa Seyran’ın adını taşır.
Hüseyin Selçuk Vural
Kaynak: site.mynet.com

Yorumları eşliğinde, Mustafa Seyran belgeseli

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top