Yusuf Ziyâ Ortaç

Yusuf Ziyâ Ortaç’ın hayâtı ve Klâsik Türk müziği eserlerine güfte olan şiirleri ile ilgili eserlerin; bütün bilgileri, sözleri, notası ve video yorumları.

Hayâtı

23 Nisan 1895 tarihinde, İstanbul’da dünyâya gelmiş olan Yusuf Ziyâ Ortaç, ortaöğrenimi için, Vefâ Lisesi’ne gönderilmiş, lise yıllarında, Servet-i Fünunculardan etkilenerek, aruz vezniyle şiirler yazmaya başlamış ve ilk şiiri, 1914 yılında yayınlanmıştır.

1915 yılında, edebiyat öğretmeni olmaya heveslenince, o zamanki adı Darülfünun-ı Osmani olan, İstanbul Üniversitesi tarafından açılan yeterlilik sınavına girdi ve kazandı.

İstanbul’da, çeşitli okullarda, öğretmenlik görevini sürdürürken, edebi faaliyetlerine ağırlık verdi.

Milli edebiyat akımıyla gelişen, öz değerlere geri dönüş, düşüncesini benimsedi ve bu anlamda, ağır dille yazılan, sistematik kalıpları olan, aruz veznini terketti.

Hece vezniyle, günlük konuşma dilinde, sade, fakat akıcı şiirler kaleme almaya başladı. Genelde 11’lik ve 14’lük kalıplar kullandıysa da, farklı türde denemeler de ortaya koydu.

Orhan Seyfi Orhon, Fâruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek ve Halit Fahri Ozansoy’dan oluşan, “Hecenin Beş Şâiri”nden (Beş Hececiler) biri oldu.

Sosyal konulara ağırlık veren, lirik manzumelerinin yanı sıra, başarılı tiyatro oyunları da yazdı.

1918 yılında sahneye konulan, “Binnaz” adlı oyunu, Türk tiyatrosunun gelişimine büyük katkı sağlayan, oldukça başarılı bir eserdi. Aynı yıl, kısa bir süre, “Şâir” isimli bir şiir dergisi çıkardı. Türk Yurdu, Servet-i Fünun ve Büyük Mecmua gibi dergilerde pekçok şiiri yayınlandı.

1916 yılında, şiirlerini bir kitap altında toplayan şâir, “Akından Akına” isimli, ünlü mazume kitabını çıkardı.

Yusuf Ziyâ Ortaç kimdir

Sonrasında, Diken adlı dergide, mizahi yazılar yazmaya başlayan Yusuf Ziyâ Ortaç, dönemin, traji – komik edebi ve sosyal gelişmelerini alaya aldı.

1919 yılında, bir mizah kitabı olan, “Şen Kitap”ı çıkardı. Aynı yıl, “Latife” adlı bir de piyes yazdı. Ardından, diğer bir hececi arkadaşı, Orhan Seyfi Orhon‘la birlikte, Türk edebiyat tarihinin, en uzun soluklu dergisi olan, “Akbaba”yı yayın hayâtına kazandırdılar.

İlk defa, 7 Aralık 1922 günü yayımlanan, Akbaba, önceleri ayda iki defa, sonradan haftalık olarak basılmaya başlandı. Dergi, 55 yıllık yayım hayâtı boyunca, gerek tasarım, gerekse üslup açısından, Türk dergicilik anlayışında, birçok yeniliğe imza attı ve siyasal olayların, kara mizahını yaptı.

Değişen, yenilenen düşüncenin sesi olarak, monarşi yanlısı ve milli mücâdele karşıtı Refik Halit Karay’ın, “Aydede”sinin karşısında yükselen değerlere, ev sâhipliği yaptı ve zamanla aynı kadroyla, fakat farklı söylemlerle, onun yerini aldı.

Kemâlizmin, bağımsız bir devletin ve Cumhuriyetin, en koyu savunucusu haline gelerek, karşıt görüşleri ve bunları dile getirenleri, hicivsel bir mizahla alaya aldı.

Orhan Veli Kanık‘ın ön ayak olduğu, “Garipçiler” akımını, kıyasıya eleştiren Yusuf Ziyâ Ortaç ve Orhon, bu akımın etkisinde, yazın faaliyeti gösterenlere, “Bobstil” yakıştırmasında bulundu.

Akbaba’nın, en büyük handikapı ise, İstanbul’un modernleşen yaşam kültürünü konu etmesi, sadece bu şehri ve onun kültürel – sanatsal çehresini baz alması ve orta – üst düzey yaşam standardına sâhip insanlara hitap eden bir dergi olmasıydı.

Sütunlarını, dönemin pek çok yazarına açan dergi, edebi fikirlerin, mizahi yansımasında, serbest bir arena haline geldi. Türk edebiyatının, çok sayıda genç yeteneğine, bir nevi stajyerlik hizmeti verdi.

Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, İbrâhim Alaattin Gövsa, Muzaffer İzgü, Ercüment Ekrem Talu gibi birçok ismin, yeteneklerini sergileme fırsatını bulduğu, ilk yayın organı oldu.

Anadolu’nun sorunlarına, kentsel bir bakış açısıyla yaklaşan Yusuf Ziyâ Ortaç, cumhuriyetle birlikte, rejim yanlısı bir çizgide ilerledi. 1928 yılında, latin harflerine geçilmesiyle birlikte, tirajının oldukça düşmesi nedeniyle, derginin yayınına ara verdi.

Siyasi çalkantıların yoğunlaştığı 1930’lu ve 1940’lı yıllarda da, Akbaba’nın basımına, zaman zaman ara vermek zorunda kaldıysa da, ölümüne kadar neşriyatını sürdürdü.

1933 sonrasında, yeni harflerle, yenilenmiş şekilde Babıali’ye geri dönen Akbaba, şâirin ölümünün ardından, 1977 yılına kadar, oğlu Engin Ortaç tarafından çıkarılmaya devam etti.

Yusuf Ziyâ Ortaç şiirleri

1 Temmuz – 15 Ekim 1928 tarihleri arasında yayımladığı, “Meşale” adlı dergide, “Yedi Meşaleciler”e, büyük umutlarla köşelerini açan Yusuf Ziyâ Ortaç, söylevleriyle ihtilâf hâlinde olmaları nedeniyle, dergiyi kapattı.

Uzun bir aradan sonra, yine kitap çalışmalarına yönelen şâir, 1938 yılında, “Bir Selvi Gölgesi” ve çocuk şiirlerinden oluşan, “Kuş Cıvıltıları”nı yayınladı.

1946 yılı seçimlerinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nden seçimlere katıldı ve Ordu milletvekili olarak, mecliste yer aldı. 1950 – 1954 yılları arasında da, mecliste görev yaptıktan sonra, siyasetten uzaklaştı.

Zaman zaman, roman türünde eserler de ortaya koyan Yusuf Ziyâ Ortaç, “Kürkçü Dükkanı” (1931), “Şeker Osman” (1932), “Göç” (1943) ve “Üç Katlı Ev” (1953) gibi, beğenilen romanlar kaleme aldı.

1950 yılı sonrasında, şiirden ziyâde, ağırlıklı olarak, mizah, gezi, anı ve biyografi türlerinde yazmaya başladı.

Bu anlamda en bilinen eserleri, “Sarı Çizmeli Mehmed Ağa”, “Portreler”, “İsmet İnönü” ve “Bizim Yokuş”tur. Otuzdan fazla esere imza atan ünlü edebiyatçı, Türkçeyi; sade, akıcı, yumuşak ve kuvvetli bir biçimde kullanmış ve edebiyat çevrelerince, “üslup ustası” şeklinde nitelendirilmiştir.

11 Mart 1967 günü, geçirdiği kalp krizi nedeniyle, İstanbul’da hayâta gözlerini yuman Yusuf Ziyâ Ortaç, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Yusuf Ziyâ Ortaç Eserleri

Roman

  1. Kürkçü Dükkanı (1931)
  2. Şeker Osman (1932)
  3. Göç (1943)
  4. Üç Katlı Ev (1953)

Şiir

  1. Akından Akına (1916)
  2. Âşıklar Yolu (1919)
  3. Cen Ufukları (1920)
  4. Yanardağ (1928)
  5. Bir Selvi Gölgesi (1938)
  6. Kuş Cıvıltıları (çocuk şiirleri, 1938)
  7. Bir Rüzgar Esti (1952)
  8. Oyun:
  9. Kördüğüm (1920)
  10. Latife (1919)
  11. Nikahta Keramet (1923)

Mizah

  1. Şen Kitap (1919)
  2. Beşik (1943)
  3. Ocak (1943)
  4. Sarı Çizmeli Mehmed Ağa (1956)
  5. Gün Doğmadan (1960)

Gezi – Anı – Biyografi

  1. İsmet İnönü (1946)
  2. Göz Ucuyla Avrupa (1958)
  3. Portreler (1960)
  4. Bizim Yokuş 1966)

Kaynak: biyografi.info

Bir yanıt yazın

  • Post author: