SalihBora.Com

Menü
  • Ana sayfa
  • Sanatçılar
    • Bestekârlar
    • Şairler
    • Gönül verenler
    • Saz sanatçıları
    • Ses sanatçıları
  • Eserler
    • Şarkılar
    • Türküler
    • Saz eserleri
  • Notalar
  • Bilgiler
    • Hakkımda
    • Makamlar
    • Usûller
    • Çalgılar
    • Nedir?
    • Öyküler
    • Diğer bilgiler
    • İletişim
    • Üyelik
  • Arama

Deyiş formu nedir?

Deyiş formu

Alevi – Bektaşi kültürünün en başta gelen şiirsel ve müziksel formu olan deyiş, Büyük Türkçe Sözlük’te, kelime anlamı olarak “deme, söyleme işi”, uygulama olarak da, “Alevi – Bektaşilerce yüksek anlamlı koşuk” ve “Semahla birlikte yalnızca bağlama eşliğinde ağır tempoda söylenen bir tür beste” olarak tanımlanır.

Duygulu, deyiş teriminin Anadolu Aleviliği ve Anadolu köy Bektaşiliğinde yaygın olarak kullanıldığını, yani kentsel değil, kırsal bir form olduğunu, bazı yörelerdeki Aleviler tarafından deyiş terimi yerine, deme, beyit, dime, deylem ve âyet kelimelerin de kullanılabildiğini belirtir.

Erol, deyişlerin Alevi – Bektaşi kültürünün en önemli aktarıcısı ve iletişim şekli olduğunu, bunların Alevi birlik ilişkisinde, söz söyleme, söylenen sözü dinleme, onları tekrarlama, yeniden
oluşturma ve ortak geçmişe bağlanma şeklindeki en önemli öğrenme yöntemi olarak kabul edildiğini ifade eder.

Âşıklar tarafından bağımsız olarak yaratılmış deyişler dışında, özellikle Cem töreni sırasında seslendirilen, belirli anlam ve görevleri olan deyişlerin, On İki Hizmet deyişi, çerağ uyandırma deyişi, niyazlaşma deyişi, semah deyişi gibi isimler aldığı görülür.

Markoff ’un tasavvufi aşk şarkıları olarak tanımladığı deyişler, müziksel bağlamda değerlendirildiğinde Alevi – Bektaşi inancına bağlı âşıkların kırsal alanda, şiir üzerine daha çok doğaçlama olarak ortaya çıkardıkları, ölçülü bir müziksel form niteliği taşır.

Deyişler, âşıklar tarafından yaratılmasından dolayı, halk müziği ezgisel yapısına sahiptir. Bu bağlamda, Anadolu halk müziğinde kırık hava denilen formlar içinde ve yaratım ortamı ve şekli itibarı ile otantik – bireysel halk müziği olarak değerlendirilebilir. Ancak buradaki sınıflandırmalar, kendi geleneksel otantisitesi ve ortamı içerisinde yaratılan, popülerleştirilmeyen eserleri kapsar.

Deyişlerin en önemli müziksel özelliği, bir müziksel bir motifin, minimal olarak ifade edilebilecek şekilde, küçük değişikliklerle tekrarlarından oluşmasıdır. Deyişin, sözlü ve sözsüz (çalgısal) kısımlarında yapılan müziksel motif değişimi, alışılmış bir şekilde ya tüm ozanlar tarafından aynen yapılabildiği gibi, her bir ozan tarafından, seslendirenin müziğe veya bağlamaya olan hâkimiyetiyle ilgili olarak da doğaçlama olarak yapılır.
Kaynak: mehmetozgurersan.com

Önceki sayfa
Sonraki sayfa

Yorumunuz

Cevabı iptal et

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

SalihBora.Com

  • Son Yorumlar:
  1. Adalet - Şükran Özer Doruk

    İlahi adalet kimsenin hakkını kimsede bırakmaz sabret ve bekle boşuna dememişler alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste…….

  2. Cemil Türkay - Mine Yalçın

    Gerçekten çok harika bir ses. Allah vergisi... Hemşehrim.

  3. Yaşar ÖZÜRKÜT - Burcu Göktürk

    Olursa bu kadar olur. Ses, mimik, yorum, eda, dinlerken doyumsuz zevk alıyorum. Yolunuz açık olsun. TRT Türkü yönetimini de kutluyorum…

  • Son Eklenenler:
  • Gönül Akın
    Gönül Akın
    T.R.T. Ankara Radyosu Türk sanat müziği ses sanatçısı ve ressam Gönül Akın,
  • Çal söyle güzel nağmelerin mest-i müdâm et şarkısı
    Çal söyle güzel nağmelerin mest-i müdâm et – Şarkısı
    Sözleri Çal söyle güzel, nağmelerin mest-i müdâm etÂvare gönül, şarkını çal, söyle,
  • Çal söyle güzel nağmelerin mest-i müdâm et notası
    Çal söyle güzel nağmelerin mest-i müdâm et – Notası
    Bestesi ve güftesi Şâhin Uçar‘a ait olan, Eviç makamı, Curcuna usûlündeki şarkı;
  • Çok Okunanlar:
Sâdettin Kaynak

Sâdettin Kaynak,1893 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş olup, Hâfız Hacı Fatih Camii Müderrislerinden Ali Alâüddin Efendi’nin oğludur.

Muzaffer İlkar hayatı

Muzaffer İlkar, 1910 yılında İstanbul’da dünyâya gelmiş, Beykoz Rüştiyesi’nde, daha sonra Kadıköy İdadisi’nde tahsilini tamamlamıştır.

Selâhattin Pınar

Selâhattin Pınar, 22 Ocak 1902 tarihinde, Üsküdar - Altunizade de dünyâya gelmiştir.

Copyright © 2022 SalihBora.Com
Saklaya, saklaya "bu hâle" geldiğimiz ve sitemdeki içerikler benim icâdım olmadığı için, bu sitenin bütün hakları "SAKSIZDIR."