
Türk sanat müziği bestekârlarımızdan Dr. Ümit Mutlu; hayâtı, besteleri, sitemde bulunan şarkılarının bütün bilgileri, sözleri, notaları ve video yorumları.
Hayâtı
Dr. Ümit Mutlu anlatıyor
1939 yılında, Ankara’da doğdum. Tüm eğitimini İstanbul’da yaptım. T.R.T.’nin, tanınmış sanatçılarından, Serap Mutlu Akbulut‘un ağabeyiyim.
Müziğe olan ilgim, çocukluğumdan itibaren, ağız armonikası ve mandolin gibi enstrümanları çalarak başladı.
İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi’ne başladığım 1960 yılında, İstanbul Belediyesi, Türk Musikîsi Konservatuarı’na da, imtihanla girerek, Türk Musikîsi hayâtına adım attım.
O yıllardaki okullar, İstanbul Belediyesi, Türk Musikisi konservatuarı, müzikolog, Hüseyin Sadettin Arel‘in kurucusu olduğu, İleri Türk Musikisi Konservatuarı ve Üsküdar Musiki Cemiyeti idi.
Bu okullarda görev yapan öğretmenlerin, büyük özverili çalışmaları ve öğrencilerin, hiçbir beklenti içinde olmadan, büyük bir heves ve sevgiyle musikiye sarılmaları, bir çok tanınmış müzisyenin yetişmesini sağlamıştır.
Konservatuarın ilk yılından itibaren, enstrüman olarak kanunu seçtim ve İstanbul Radyosu, kanun sanatçısı, Haluk Güneyli’den, kanun dersleri aldım.
Tıp fakültesi ve Konservatuar eğitimim süresince; üniversite korosu, İleri Türk Musikisi Cemiyeti, Musiki Kültür Derneği gibi korolara devam ederek, yoğun bir çalışma temposunda çalışarak, hem kanunu kısa zamanda ilerlettim, hem de, Nevzat Atlığ, Halil Bedii Yönetken, Dürdane Altan, Melahat Pars, Şefik Gürmeriç, Süheyla Altmışdört, Muazzam Sepetçioğlu gibi, değerli hocalardan ders alarak, Türk Musikisi repertuarını zenginleştirme imkânını elde ettim.
Güftesi, Mustafa Nâfiz Irmak‘a ait olan, Sabâ makâmında ilk eserimi, 1963 yılında besteledim ve bu eser, aynı yıl İstanbul Radyosu repertuvarına alındı. Bugüne kadar çeşitli makamlardan, üçü saz eseri olma üzere, 44 eser besteledim.
Bunlardan, hicaz makâmında bestelemiş olduğum, güftesi, Şerâfettin Özdemir‘e ait, “Yeşil gözlerinden muhabbet kaptım” adlı eserim, Milliyet gazetesinin, 1975 yılında tertiplediği yarışmada, halk oylarıyla, yılın şarkısı seçilerek, 10 sanatçı tarafından, plak olarak seslendirilmiştir.
1963 yılında, Belediye Konservatuvarının 3. sınıfındayken, İstanbul Üniversitesi, Talebe Birliği Korosunun, İstanbul Radyosu’ndaki bir band kaydında, Klasik Koro şefi ve Konservatuvar hocam, Prof. Dr. Nevzat Atlığ, icra ettiğim bir taksimi beğenerek, Klasik Koro’ya, kanun sanatçısı olarak, katılmamı sağlamıştır.

Bu koroda; Vecihe Daryal, Cevdet Çağla, Kemal Niyazi Seyhun, Şekip Ayhan Özışık, Emin Ongan, Niyazi Sayın gibi, müzik üstatlarıyla birlikte çalıştım ve bu üstatlardan, büyük ölçüde faydalandım.
1967 yılında açılan, saz sanatçısı sınavını; Dr. Teoman Önaldı, Doğan Ergin, Fahrettin Çimenli ve İhsan Özgen ile birlikte kazanarak, İstanbul Radyosu’na alındım ve programlara, kanun sanatçısı olarak katılmaya başladım.
1966 yılında kurulan, İstanbul Fetih Cemiyeti korosu’nun şefliğini yaparak, muhtelif konserler verdim.
Öğrencilik yıllarımda, belediye Konservatuvarı ve üniversite korosu’nun, ileriki yıllarda da, İstanbul Radyo’sunun, notalarını yazdım. Ayrıca, o yıllarda kurulan, Türk Musikisi Araştırma Kurulu’nun yayımladığı eserlerin ve müzikolog Yılmaz Öztuna’nın yazdığı, Türk Musikisi Ansiklopedisi’nin, notistliğini yaptım.
O devirde, bildiğim kadarıyla, İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde, merhum santuri Hüsnü Tüzüner ve Ankara Radyosunda, merhum Zühtü Bardakoğlu, bu sazı çalıyorlardı.
Onların dışında, bu enstrümanı dinlemek mümkün değildi. İcra Heyeti içinde, Hüsnü Tüzüner’in santurunu, ancak belirli zamanlarda yaptığı sololarda duymak mümkündü. Çünkü santur, yapısı ve sesi nedeniyle, kendini duyuracak kapasitede değildi.
Ancak görünüşü, ses kalitesi ve çalış tekniği ile, kendine has bir yeri vardı. Ne yazık ki, çıkarttığı sesler, Türk Musikisine uygun değildi. Santur sanatçısı, Hüsnü Tüzüner sayesinde, Santur’a ilgi duydum.
Kanuna başladığımın yedinci yılı olan, 1967 yılında, İstanbul Radyosunda, kanun sanatçısı olarak görev yaparken, hala tam bilemediğim bir his ve hevesle, Santur öğrenmek istedim. Ancak, hazır bir santur bulamadım.
İran’dan, küçük bir santur getirttim. Musikimize uyumsuzluğu, hemen dikkatimi çekti. Çünkü telleri, diyatonik olarak akord edilmişti. Majör ve minör tonlardan başka bir şey çalmak mümkün değildi.
Daha sonra öğrendim ki, makamsal ayarlamalar, köprülerin yerlerini, eserin donanımına göre değiştirilerek yapılıyormuş. Bu da bana, santurda kanun mandalı kullanarak ve akort sistemini değiştirerek, musikimize uyumu sağlama fikrini verdi. Bu santurda yapılabilecek, en büyük aşamaydı.
Bunu, o zamanın İstanbul Radyosu, Türk Sanat Müziği müdürü, kemençe sanatçısı, Cüneyd Orhon‘da kabul ederek, yayınlara, kanun yerine, santurla katılmamı kabul etmişti ve bu, benim için büyük bir mutluluktu.

Konservatuar eğitimi sırasında, enstrüman öğreniminde, metot eksikliği nedeniyle, büyük sıkıntılar çektiğimizden, kanun eğitimine katkıda bulunmak amacıyla hazırladığım, 75 sahifelik Kanun metodunun basımını, ancak 1985 yılında gerçekleştirebildim.
Bir ilk olması nedeniyle, tabiatıyla birçok eksikliği olan bu metod, üzerinde yeniden makamsal olarak, egzersiz yönünden ve eser analizleriyle genişletici çalışmalar yapılarak, 1998 yılında, yeniden basılmıştır.
1971 yılında, doktor olarak göreve başladığım Edirne’de, 1950 yılından beri faaliyet gösteren, Edirne Musiki Derneği’nde, gerek kanun sanatçısı ve gerekse, hoca olarak görev yaptım ve bu derneğin, 20. yıl konserinde de, ilk santur resitalini verdim.
İhtisas amacıyla, 1975 yılında gittiğim Almanya’daki, 5 yıllık ihtisas süresinden sonra, Şef yardımcısı olarak, 1989 yılına kadar, hastane çalışmalarına devam ettim, ancak, müzikle olan ilişkimi kesmedim ve Almanya’da kaldığım süre içinde, Köln Türk Evi korosu konserlerine, kanun ile katıldım.
1986 yılında, Essen şehrinde, Başkonsolosluğa bağlı koro kurarak, 2 sene yönettim ve konserler verdim. Almanya’da bulunduğum süre içinde, Avrupa’da çalınan, memleketlerine göre, değişik isimlerdeki (Hackbrett, Cimbalom, Tambal vs.) santurları inceleyerek, bunların, Türk Musikîsine uyumunu araştırdım.
1989 yılında, Türkiye’ye döndükten sonra, önce T.R.T. İzmir Radyo’sunda, kanun sanatçısı olarak, 1991 yılından itibaren ise, Kültür Bakanlığı, İzmir Devlet Klasik Türk Musikisi Korosu şefi, Dr. Teoman Önaldı‘nın tavsiyesi ve Bakanlık onayıyla, Kanun ve Santur sanatçısı olarak, koroda görev yaptım.
Bu süreler içinde, gerek Devlet Korosu’nun Türkiye içinde yaptığı turnelerde ve gerekse; İzmir, Balıkesir, Bursa ve İstanbul gibi illerdeki, çeşitli etkinliklerde, santur ile, solo konserler verdim.
İzmir’in yerel televizyon kanallarında ve T.R.T.’de, birçok programa, santurumla katıldım. 13 sene süre ile, kurucusu ve eski şefi, Dr. Teoman Önaldı ve şimdiki şefi, Hayâti Çiftçi ile birlikte, büyük bir sevgi ve heyecanla çalıştığım, Kültür Bakanlığı, İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’dan, Ağustos 2004 tarihinde, emekliliğe ayrıldım.
Dr. Ümit Mutlu
Kaynak: turksanturu.com