Târık Kip

Viyolonsel sanatçısı Târık Kip, 1927 yılında Samsun’da dünyâya gelmiştir. Abdullah Kip ile Zeynep Hanım’ın dört çocuğunun ikincisidir.

Mûsikîsever bir aileden gelmiş, dayısı Ahmet Sözen Necip Aşkın’dan ders almış, kardeşi Çetin Kip flüt ve Metin Kip keman çalmıştır.

İlkokula Samsun’da başlamasına rağmen, babasının İstanbul’a tayini dolayısıyla İstanbul’da bitirmiştir. Kolay öğrenen, başarılı olan bir öğrenci olduğu için, öğrenim hayâtı problemsiz geçmiştir.

Orta öğrenimini Deniz Gedikli Ortaokulu’nda tamamlamıştır. Bu okuldan mezun olanlardan ilk üç dereceyi alanlar, Deniz Lisesi’ne gönderilirmiş.

Ancak bu sıralarda Refah gemisi batırılmış, çok sayıda denizcimiz de şehit olmuş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın artan ihtiyacı nedeni ile, bu uygulamadan vazgeçilmişti. Böylece 1947 – 1956 yılları arasında mecburi hizmetini tamamlayarak, Deniz Ordusu’ndan ayrılmıştır.

Mûsikîye olan heves ve yeteneği küçüklük yaşlarında ortaya çıkınca, önce dayısından keman dersleri almaya başlamış, daha sonra mandolinle meşgul olmuştur. 1940 – 1956 yılları arasında gerek öğrencilik, gerekse görevde bulunduğu yıllarda, zaman buldukça mûsikî çalışmaları yapmıştır.

Orta okulda iken, okul bandosu ile okul cazında çalışmıştır. Orta okuldan mezun olduktan sonra bir keman edinerek, konserlerde dinlediği eserlerin notalarını satın alıp bunları çalmaya çalışmıştır. Böylece pek çok tanınmış ve sevilmiş Batı Mûsikîsi eserlerini öğrenmiş ve keman tekniğini kendi kendine ilerletmiştir.

Donanma Komutanlığı orkestrasının birçok konserine kemanı ile katılarak bu çalışmalardan büyük istifadeler sağlamıştır. Türk mûsikîsi ile ilgisi, Gölcük’te görevli bulunduğu sıralarda başlamıştır. Bir süre kânun ve ud‘la meşgul olmuştur.

1952 yılında İstanbul’a tayin olunca, Gölcük’teki öğretmeni Tanburî Süleyman Erol, Lâika Karabey’e yazdığı bir mektubu kendisine vererek, İleri Türk Mûsikîsi Konservatuvarı’na gitmesini istemiştir. Böyle bir ortamda bilgisini ve tekniğini ilerletmek imkânını bulan Kip, Türk mûsikîsi nazari bilgilerini geliştirmiştir. Böylece bu dernekte keman öğretmenliği ve çok sesli çalışmalar yapmıştır.

Derneğin kurucusu olan Hüseyin Sâdeddin Arel‘in, her cumartesi evinde yapmakta olduğu toplantılara çağrılmıştır. Bu toplantılardan çok şeyler öğrenmiştir. Toplantılarda beş üyeli kemençe ailesinin dördüncü üyesi olan “Bas Kemençe”yi çalmıştır. Bas Kemençe’ye çalışması, sanatkârın radyolarımızda çaldığı viyolonsel‘i de çalmasını sağlamıştır.

İstanbul Radyosu’nda bas kemençe ile emisyonlara girmeye başlayınca, merhum neyzen Burhaneddin Ökte, her genç sanatkâr adayına yaptığı gibi , kendisine yardım elini uzatarak, o zamanlar Ankara Radyosu Müdür Yardımcısı olan kardeşi Tanburî İzzettin Ökte’ye tavsiye etmiştir.

Bu girişimle, 1956 yılı sonlarında Ankara Radyosu’na tayini gerçekleşmiştir. Bir yandan görevine devam ederken, gece lisesini bitirerek, daha sonra Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi’nin “Kütüphanecilik” bölümünden diploma almıştır.

1956 yılından 1993 yılına kadar viyolonsel ile Türk Mûsikîsi yayınlarına saz sanatkârı olarak katılan Târık Kip, bu süre içinde stajyerlere öğretmenlik de yapmış ve 1993 yılında emekli olmuştur. Bu arada çeşitli koro ve toplulukları yöneterek, repertuvar ve denetleme kurulları gibi sanat kurullarında üyelik yaparak, mûsikîmize değerli hizmetler vermiştir.

Gerçekten bir sabır ve araştırma ürünü olan repertuvar kitaplarını hazırlayarak, elimizde çok önemli bir kaynak olmasını sağlamış ve ilgililerin istifadesine sunmuştur. Türk mûsikîsi repertuvarına ikisi sözlü olmak üzere, peşrev, semai, medhal ve oyun havası türünde yirmiye yakın eser kazandırmış olan Târık Kip, kendisi gibi bir ses sanatçısı ve koro şefi olan Yüksel Kip ile evliydi.

2000 yılının 21 Eylül Perşembe günü kaybettiğimiz bu değerli sanatçımızı saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Cenazesi, 22 Eylül 2000 Cuma günü saat:12’de, Ankara Radyosu’nda yapılan törenin ardından, Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra, Cebeci Asrî Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.
Kaynak: turkmusiki.com

TRTNAĞME, SES MİMARLARIMIZDAN YÜKSEL TARIK KİP Solistler Hilal ÇELEBİ, Süheyla EREN Sunum Derya K

Bir yanıt yazın