Merâl Uğurlu

Ses sanatçısı Merâl Uğurlu, 1939 yılında Edirne’de dünyâya gelmiş, 1955 yılında girdiği İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda; Münir Nurettin Selçuk, Halil Bedii Yönetken ve Nevzat Atlığ ile öğrenim görmüştür.

1958 yılında henüz öğrenci iken, sınavla İstanbul Radyosu’na girmiş, 1963 yılında Ankara Radyosu’na geçmiş olan Merâl Uğurlu, 1976 yılında İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda göreve başlamıştır.

Birçok değerli müzisyenle çalışan Merâl Uğurlu, İ.T.Ü. Türk Müziği Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Klasik Türk müziği’nin günümüzdeki en yetkin yorumcularından olan Merâl Uğurlu, New York ve Washington’da da konserler vermiştir.

Ender olarak yorumlanan besteleri içeren birçok albümü bulunan Merâl Uğurlu, “Türk Müziği adıyla bugün piyasada pazarlanan müziğin, kendisini hem öfkelendirdiğini, hem de utandırdığını, bu ortamda kendisini yapayalnız ve çırılçıplak hissettiğini” söylemiştir.

Merâl Uğurlu hayâtı

“Babam subaydı. Etkileyici tenor sesiyle çok güzel Kuran okurdu. Annem müzikseverdi. Ablam ve erkek kardeşimle, sanatsever bir ailede büyüdük. Babamın tayinleri nedeniyle şehir şehir dolaştık.

Evde radyo hep açıktı. Münir Nurettin, Alâeddin Yavaşca gibi ustaları dinlerdik. İki yaş büyük ablam sürekli yeni duyduğu eserlerin güftelerini not alır, evde çalışırdı. Melahat Pars‘tan ders alırdı.

Bir gün “Dîl harâb-ı aşkınım sensin sebep berbâdıma“yı söylerken, kulağımda kaldığı kadarıyla hatasını düzelttim. Çok şaşırdı. Aile sesimi fark etti.

1955 yılında, İstanbul Konservatuvarı’nın sınavlarına birlikte girdik ve kazandık. 15,5 yaşında, orta son öğrencisiydim. Altı ay yüzünden, yaşım tutmayınca jürideki Münir Nurettin ağırlığını koydu, “Bu çocuğun kulağı çok iyi, çok yetenekli” dedi.

“Ablam iki yıl sonra evlendi ve okulu bıraktı. Üçüncü sınıfta Münir Nurettin‘in özel ders verdiği üslup grubuna seçildim.

1958 yılında, son sınıfta hocam Emin Ongan‘ın çok ısrar etmesi üzerine, radyo sınavlarına girdim. Münir Nurettin, okulu bitirmeden radyoya girmemi istememişti. Kazanınca mavi okul çantamla, radyoya gidip gelmeye başladım.

Benim için orası da bir konservatuvar gibiydi. 1959 yılında ilk bandımın yayınlanacağı güne kadar, sesimin radyoya çıkacağına inanmadım ve aileme söylemedim. O gün öğrendiklerinde çok sevindiler.”

Bu yazıda bir yorum var

  1. Metin MERİÇBOYU

    Şark hizmeti nedeniyle 1946 yılında Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde görevli babalarımız ve çocukları bizler… Ablası Tülay bizim, Meral 4. sınıfta idi. Babası Hayri Armağan ve annesi musiki ile çok yakın idiler. Bir araya gelince meşk edilirdi hep. Bende mandolinim ile katılmaya çalışır dururdum.

Bir yanıt yazın