Dürrü Tûran

Dürrü Tûran

Türk sanat müziği bestekârlarımızdan Dürrü Tûran; hayâtı, besteleri, sitemde bulunan eserlerinin bütün bilgileri, sözleri, notaları ve video yorumları.

Hayâtı

Dürrü Tûran, 1886 yılında, Fâtih’in, Eski Ali Paşa semtinde, büyükbabası olan, maliye muhasebecisi Haşmet Efendi’nin konağında, dünyâya gelmiştir.

Dayısı Esat Bey’in evinde toplanan müzisyenlerin yaptıkları, klâsik fasılları dinleyerek, ilk müzik zevkine erişti.

Anne tarafından, Hammamizade İsmail Dede Efendi‘nin damadı olan, hânende Ahmet Dürri Beyefendi’ye, baba tarafından ise, Buzürk makâmının mucidi olan, Kemani ve Tanbûrî Sadullah Ağa‘nın torunu olarak, müzik köklerine bağlanan Dürrü Tûran, Sultan I. Mahmud döneminin sonlarında, ilk müzik yayınlarını başlatan, Şeyhülislam Ataullah Beyefendi’nin de, ileri kuşaklarda, küçük yeğeninin torunun oğlu olmaktadır.

1902 yılında, akrabası olan, ressam ve müzisyen, Dr. Hikmet Beyefendi’yle, bazı müzik eserlerini çalışarak, kabiliyetini geliştirmeye başladı.

Mercan İdadisi’nde, 2. sınıftayken, Hacı Arif Bey‘in değerli talebelerinden, Mustafa Servet Bey’in takdirini kazanarak, 600′den fazla eseri çalışma imkânı buldu.

1905 yılında, Darülfünun Edebiyat Fakültesi’ndeyken, Kenan Bey’den, ilk tanbur derslerini aldı. Bu arada, Beykoz’da ikâmet eden Dürrü Tûran, buraya, süvari yüzbaşısı olarak gelen, Ressam Tahsin Bey ve meşhur Tanbûrî Cemil Bey‘den, uzun zaman faydalı dersler aldı.

Bu derslere, Hafız Ahmet Irsoy Ve Rauf Yekta Bey‘den aldığı dersleri de ilâve edip, müzik bilgisini geliştirdi. Çalışmalarını ihmâl etmeyerek, pek çok takdir gördü ve beğeniler toplayarak, şöhret oldu.

“Türk Halk Musîkisi” derleme çalışmalarını, Darülelhan grubuyla birlikte, ilk başlatanlardandır. Şöyle ki: İstanbul’da, 1916 yılında “Darülelhan İstanbul Belediye Konservatuarı” kuruluşu ile birlikte ilk derleme çalışmalarına başlar.

Dürrü Tûran besteleri

Fonograf icat edildikten sonra, konservatuara, bir fonograf getirtilir. Akabinde (1927 yılında), hemen Anadolu’ya geziler düzenlenir. Dört tane araştırma gezisi yapılır. Derlenen 850 türkü, fonografla yazılarak 14 defter halinde yayınlanır.

Dürrü Turan, bu gezilerin birincisinde yer almıştır. Urfa, Niğde, Kayseri, Sivas … Kendisiyle birlikte, Rauf Yekta ve Yusuf Ziyâ Bey’de yer almışlardır. 50 gün süren bu gezide, 250 parça derlenmiştir ve Milli Kütüphane ve Devlet Konservatuarı’nda mevcuttur.

Dürrü Tûran, halk şarkılarını, yerlerinden toplayıp, karakterlerini mümkün olduğu kadar koruyarak, konservatuarda bazı sanatkârlarla, çalışıp söyleyerek, plaklara geçirmiştir.

Böylece, Mustafa Kemâl Atatürk‘ün, 1 Kasım 1934 yılında yaptığı konuşmasında, istediği halk müziği derlemeleri için yapılacak gezilerden, çok daha önce, Darülelhan Grubu ve Dürrü Tûran’la başlamış oldu.

1927 yılında kurulan radyo istasyonunda yapılan müzik yayınları programlarında yer alan, ilk sanatçılardandır.
Kaynak: durruturan.com

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top