Muzaffer İlkar, hayâtı ve eserleri

Muzaffer İlkar

Muzaffer İlkar, 1910 yılında İstanbul’da dünyâya gelmiş, Beykoz Rüştiyesi’nde, daha sonra Kadıköy İdadisi’nde tahsilini tamamlamıştır. Hayâtını ticaret yaparak idame ettiren Muzaffer İlkar, 1938 yılında Zeynep Dizen’le evlenmiş ve iki kızı olmuştur. Hafif Batı Müziği Sanatkarı Sibel Egemen, Muzaffer İlkar’ın torunudur.

Muzaffer İlkar’ın ilk musiki hevesi, 1916 yılında (altı yaşında) Kemani Cevdet Çağla ve Vamik Bey’in Çubuklu Gazinosu’ndan Beykoz’daki evine dönerken, sandalda okudukları gazelin etkisi altında kalarak başlamış. İlkokul sıralarında müzik öğretmenin ilgisini çeken İlkar, müzik öğretmenin olmadığı zamanlarda müzik derslerini sınıfa tekrarlatmak için mümessil tayin edilmiş.

Kadıköy İdadisi’nde okula devam ederken Şark Musiki Cemiyeti’ ne girmiş. Leon Hancıyan, Bogos Efendi ve Dr. Hamit Bey’den ilk musiki bilgisini almaya başlamış. Yakın aile dostları olan Fulya Hanım’ın ilgisini çekerek fasıllara katılmaya başlamış.

Muzaffer İlkar hayâtı

Sonraları bir gazetenin yaptığı yarışmada başarılı görülen İlkar, Radyo İdaresi’nin dikkatini çekmiş ve Kemani Raşit Erer, Mesud Cemil Bey ve Kanuni Vecihe Deryal’dan oluşan hocalardan dersler almaya başlamış.

1938 yılında Ankara Radyosu’nun açılması ile Ankara’ya gelmiş, Nuri Halil Poyraz, Refik Fersan ve Mesud Cemil gibi titiz üstatların eğitimine tabii tutulmuştur. Burada makam, üslup ve nazariyat bilgilerini ilerlettikten sonra Ankara Devlet Konservatuarı’na başlamış, üç yıl süre ile; Cevat Memduh Atlar, Nurullah Şevket Taşkıran, Ulvi Cemal Erkin ve Saadet İkesus’tan batı müziğinin her alanında dersler almıştır.

1955 yılında Ankara Radyosu Türk Müziği Şefliği görevine getirilen Muzaffer İlkar, gerek idarecilik gerekse kişilik olarak herkesin beğenisini kazanmıştır. Ankara Radyosu’nun Türk Müziği müdürlüğünden 1975 yılında yaş sınırından emekli olan Muzaffer İlkar, eserleri bir zamanlar radyolarda ve plaklarda en fazla çalınan bestecilerin başında gelirdi.

Muzaffer İlkar besteleri

Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın”, ”Madem ki gidiyorsun bırakıp burada beni”, ”Beni canımdan ayırdı, gönlümü yıktı temelden”, ”Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin”, ”Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın”, ”Gözlerimden yüzün, kulaklarımdan sesin silinmedi senelerdir”, gibi zamanında çok meşhur olan eserleri Türk Müziği’nin popüler sanatçılarının gözde şarkıları olmuş ve günümüze kadar tazeliğini sürdürmektedir.

Nihâvend makâmındaki “Bu aşkın namesiyle coşmuştu gönül” şarkısı ile bestecilik hayâtına başlayan ve elimizde T.R.T. kayıtlarına göre 100 kadar bestesi bulunan Muzaffer İlkar, 23 Şubat 1987 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir.

2 Yorum

  1. İbrahim Agalar
  2. Feyyaz Özyiğit

Yorumunuz