Metin Pütmek

Metin Pütmek, mutlu bir akşamda aşikare sevgiyi yaşıyordu, eşi ve çocuklarıyla. Hem şair, hem güftekardı. Yazdığı dizelerdeki sözlerle buluşurdu onu okuyan yürekler.

Karısının hastalığı, onun şair ruhunu büsbütün depreştirmiş, sarılmayan yaralarına merhem eylemişti. Yollarda yürüyor, çaresizliğin aczinde dolaşıyor, nafile yakarışlarda şiire sığınıyordu.

Sevmek, sevilmek ne güzel! diyordu, Metin Bey… Mutlu bir akşamda aşikare sevgiyi yaşıyordu, sevgili eşi ve çocuklarıyla… Sakınmıyordu sevgiyi, eksiltmeden yıllardır. Sevgiyle yaşıyordu çünkü… Metin bey ve eşi çalışan emekçilerdendi. Emekçi emek verendi ve emekçi aile, bu dünyâda emekleriyle mutlu olan güzel insanlardandılar.

Çıkılmaz girdaplarda dolaşmıyordu onlar ve girdap nedir, neyin nesidir bilmiyorlardı. Ta ki, yılların ardı ardına geçmesinin arkasından gelen kötü kadere kadar… Bazı insana vakit dar geliyordu şu yazgısı çoktan belirlenmiş, insanoğlunun dünyâsına. Mutlu, huzurlu yaşayan için ömür çarçabuk geçip gidiyor, bazı insanömrü de hiç yaşanmadan bitiyor.

Metin Bey’in sevdiği canı, evinin renkli çiçeği karısı, dermansız ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı. Yıllar ne çabuk geçmiş eski ne kadar aranır olmuştu. Eskiyi aramayan kim kalmıştı ki günümüzde. Eski dostları arar gibi. Eski şarkıları sarar gibi. Yoktu eskiler. Orta yaş, daha bir çok yaşayan, yaşı başı olgun insanlar, arıyordular geçmişin yaşanmış fotoğraf karelerini. Anılarına daha bir sarılıyorlardı sanki ve o duygusal yaşamış insanların her biri gizli birer şairdiler.

Kordon boyunda dolaşmak

Yaşamları şiirseldi, coşkuları şiirleydi, söze döktükleri güzel konuşma dilindeki heceleri bile… Metin bey, yaşamı mısralara döken ender insanlardandı. Çünkü Metin Bey, hem şair, hem de güftekardı. Yazdığı dizelerdeki sözlerle buluşurdu onu okuyan yürekler.

Akşam sefasına sevgili eşiyle çıkmak, Kordon Boyu’nda dolanmak, gece serinliğinde vapura koşmak, evinin çiçekli bahçesine varmak, şakayıkları seyretmek, mehtapta yad etmek duygularını… Ve sevdiği, sevdiceği karısını kucaklamamak, onsuz yaşamak ne kadar zül geliyordu Metin Bey’e kim bilir?

Ayrılık acısında şiir ve güfte anlatımını hikaye ediyor, duygular doğmaya, olmaya, yeşermeye geçiyordu ve Metin ağabey şair ruhuna yakışan söylenmemiş güzel sözler söylemişti bana: “Bu gökkubbede daha bir çok yazılacak, duygu yüklü nice şiirler, besteler olmalı. Ve dünyâ durdukça yaşamı duygu süzgeciyle harmanlayan duygu insanları bestelerini şiirlerini toplumla yaşayan toplumuyla olgunlaşan şairinden dinleyecek.”

Ölüm günü

“Ağzına yüreğine sağlık” demiştim, diyorum, diyeceğim. Metin Ağabey’in karısının hastalığı, onun şair ruhunu büsbütün depreştirmiş, sarılmayan yaralarına merhem eylemişti şiirlerini. Metin Bey’in şiirleri arka arkaya doğuyordu ama bir ölüm günü zamanını saatini bekliyordu. Şair Metin Bey ne yaparsa yapsın, ne derse desin, avunmuyordu şiirlerinin kafiyelerle buluşmasına kadar. Sanki yaralı yüreğine bastığı tuzdu, O’nun şiirleri…

Yollarda yürüyor, çaresizliğin aczinde dolaşıyor, dermansız dermana sığınıyor nafile yakarışlarda şiire sığınıyordu. Ve bir şiirinde şöyle diyordu Metin Pütmek:

Sanki altıncı duyum
Hayâtın iksiri ruhum
Kirli kalırdı ruhum
Yazmasaydım şiir

Bu dünyâdan çekip gidecek olan sevgili eşine ölümü yakıştırmıyor, gene şiirle coşkuyu, hüznü insan olmanın gereği duygularını dışa vurabiliyordu. Yola düştüğü bir iş dönüşünde mısralar sıralanmıştı ve dizeler söze geliyordu:

Leylakları sümbülleri
Soldurdun gonca gülleri
Aşkla yanan gönülleri
Öksüz koydun sen giderken

Ne bir arzu ne düş kaldı
Ne sefalı gülüş kaldı
Sımsıcak bir öpüş kaldı
Dudağımda, sen giderken

Son buluşma serap gibi
Alıp gitti seni benden
Dünyâ o an durdu sanki
Güneş söndü, sen giderken

Beste: Zekai Tunca, Güfte: Metin Pütmek ve Yıl: 1984

Duygularla yaşamak

İşte bu sözler, dillere düşmüş, nağmelere dizilenmiş, sevgi dolu sözcükler, kahırla çaresizliğin harmanladığı sevgide buluşuyordu dizelerde. En güzel şiirler, en güzel şarkılar ve en güzel şairlerin hepsi, duygu insanlarından çıkmaz mı? Hangi duygu nasipsizi almadan veren sevgileri bilebilir? Şiir duyguları öykülerken yaşamı kah sevinçli kah hüzünlü kıldırmaz mı yüreklerimize?

İliklerimize kadar hissettiğimiz aşk ya da yürek ezginliklerini gene en güzel duygularla şiirlerle şarkılarla ifade edilmez mi? Duyulan duygu kulağıyla, uzuvlarıyla, sevdâlarıyla, aşklarıyla barışan, küsüşen insanın insanca yanının önüne geçebilir mi?

Ve insanoğlunun “Ben netim, açığım” diyebileceği ve duygularını en yoğun en naif öteki duygularla buluşturacağı adres şiirde, şarkılardır. Çünkü, duygu insanı, duygularla yaşarken; duyguyu eksiltmeden, aksine çoğaltarak, böyle güzel eserlere imzasını atar ve tüm insanlarıduygu berraklığında buluşturur. Yaşamımızın izdüşümüdür şiirlerimiz şarkılarımız…

Şairin ekmeği gibi

Metin Pütmek’i Türk Sanat Musikimize kazandırdığı bu güzel eserinden dolayı kutluyorken gene şiir dostlarıyla buluşacağı yeni eserlerini, yeni güftelerini beklediğimizi kendisine söylemek istiyorum. Bizim güzel İzmir’imiz onlarca şairimizin anayurdu olduğunu bilmez mi? Sevdâlar Ege’nin mavi sularında, körfezin gidip gelen vapurlarında ve sevdeler Kadifekale’de, Varyant’ta, Güzelyalı’da, Kordon Boyu’nda, Karşıyaka’da, Bornova ve Buca’da yaşanırken şiirler olmaz mı? Şiir, şairin ekmeği, aşı gibi değil mi?

Bu gökkubbe var oldukça
Leylakları sümbülleri
Soldurdun gonca gülleri
Aşkla yanan gönülleri

Öksüz koydun sen giderken

Eseri güftekarının, bestekarının nağmelerinde hep okunacak ve ölümsüz olan şiirle, dillere düşmüş şarkılarla yaşayacak. Leylak ve sümbüller yeniden açacak ve yeniden bahar bitiminde belki bir güz gününde ve güze düşmüş bir yürekte solarken kimbilir ne şiirler şairinden doğacak.

Güftekar şair Metin Pütmek, sevgili eşinin gidişini “leylakları, sümbülleri soldurdun gonca gülleri” adlı güftesiyle o derin incinişleri ne güzel dile getirmiş. Tekrar tekrar söylediğimiz bu eser, musikimize ne de güzel yaraşmış. Bu gökkubbe şiirle dolsa da bıkmaz. Nağmeler ezgilerle buluşunca sevdâlar, sevdâlılar var olacak, şarkılar sevdâları yaşatacak.
Kaynak: Şadıman Şenbalkan – yeniasir.com.tr

Bu yazıda 2 yorum var

  1. Ulviye Savtur

    Metin Pütmek adı ile yer alan sayfadaki fotoğraf Ahmet Otman ‘dır.
    Ana sayfada yanlış fotoğraf kullanılmış.

  2. Sâlih Bora

    Uyarınız için teşekkür ederim sayın Savtur. İnternet ortamından elde edilen bilgilerde bu tür hatalar olabiliyor maalesef. Sizde Metin Pütmek’in fotoğrafı varsa ve paylaşırsanız memnun olurum.
    Saygılarımla.

Bir yanıt yazın