
Bestesi Ali Şenozan’a, güftesi Tevfik Bayraktar’a âit olan, rast makâmı, düyek usûlündeki şarkının; bütün bilgileri, sözleri, notası ve video yorumları.
Eserin Künyesi
Bestecisi: Ali Şenozan
Güfte şâiri: Tevfik Bayraktar
Makâmı: Rast makâmı
Usûlü: Düyek usûlü
Formu: Şarkı formu
Sözleri
Gittiğin yolları yakın sanarak
Hasretin zehrine her an yanarak
Gözlerim enginden seni anarak
Günlerce yolunu bekleyeceğim
Ölünceye dek seni unutmayacağım
Mevsimler durmadan eriyip gitsin
Bahçemde bülbülün şarkısı dinsin
Ne çıkar bu gönül cefanı çeksin
Aylarca yolunu bekleyeceğim
Ölünceye dek seni unutmayacağım
Kırlarda çiçekler büsbütün solsa
Mehtaplı geceler karanlık olsa
Kalbime dünyânın hüzünü dolsa
Yıllarca yolunu bekleyeceğim
Ölünceye dek seni unutmayacağım
Öyküsü

Austin Ali Bey’in çay bahçesinde, Ali Şenozan ile sohbete dalmıştık. Yanımızda, Kânûnî Toktay Sökmen ve müessese sâhibi Austin Ali Bey vardı. Konu mûsikîden açıldı. Ali Şenozan’nın, Gittiğin yolları yakın sanarak isimli eserinin hikâyesini merak ediyordum. Her defasında anlatacak oluyor, fakat bir türlü anlatmıyordu. Bu defa, inatla üstüne gittim ve anlatmaya başladı. Hikâye şöyle:
Üstat askerdeyken, şimdiki eşi Bedriye Hanım ile nişanlıydı. Bedriye Hanım bir gün, dergide bulduğu şiiri, üstada gönderiyor. Üstat bu şiiri saklıyor. Askerden döndükten sonra, bestekâr Necip Mirkelamoğlu’nun işletmeciliğini yaptığı, Gül Ağacı Gazinosu’da sahne alıyordu.
Sabaha doğru evine geldi ve aklına, nişanlısının, askerde kendine gönderdiği şiir geldi. Okumaya başladı. Şiir üzerinde melodiler, birden yerine oturmuştu.
Kendi deyiminle “Beste yapmak, bir şimşek çakması gibidir. Şimşeğin verdiği ışıkla, ya hemen bestelersin veya, tekrar için o ışığı, belki aylarca beklersin.” Üstat o ışıkla, şiiri bestelemiş.
Fakat, bir türlü beste bitmiyor ve notalar yerine oturmuyordu. Sabah radyoya gidecekti, yatması lâzımdı. Yatağa uzandı ve uykuya hazırlanırken, birden yataktan fırladı, hemen udunu eline aldı ve “Ölünceye dek seni, unutmayacağım” şiirin sonuna, sözlerini ekledi ve beste oluşmuştu. Ortaya güzel bir Rast şarkı çıkmıştı. Emel Sayın ve Ziyâ Taşkent, plağa okudu. Plaklar, satış rekoru kırdı.
Ali Şenozan, şâiri bilmediği için, güfte bölümünü boş bırakmıştı. Olanlar, ondan sonra oldu. Şiire sâhip çıkanların sayısı, yirmi kişiyi geçti. Ve bir akşam vakti, şiirin gerçek sâhibi geldi. Elinde, 1955 yılında, Çınaraltı Mecmuası’nda, kendi adıyla, şiirin yayınlandığını gösterdi. Bu kişi, şâir Tevfik Bayraktar’dı. Üstat güfte hakkını, sâhibine verdi.
Askerlik yaparken, nişanlısının, bir dergiden kesip gönderdiği şiir, yıllar sonra, dillerden düşmeyen nağmelere dönüştü.
Hazırlayan: Suat Yener
Notası

Video Yorumları
Kevser Tanrıkut